Mavi » Yazarlar » Bülent Velioğlu »  Popüler sanat üzerine

Popüler sanat üzerine

Popüler sanat üzerine

        “Sanat nedir?” sorusu ile başlayalım.

Amerikalı estetikçi Morris Weitz, “sanat açık bir kavramdır ve tanımlanması mümkün değildir; sanatı tarif eden düşünürlerin kişisel görüşlerinin ifade edilmiş halidir.”

        Biz yine de beyinlerimizde sanat ile ilgili bir algı oluşturmak için, en yaygın tariflerden birkaçını sizlere sunalım: Sanat üretmek, soyut düşüncenin, hayal gücünün ve yaratıcılığın farklı tekniklerle dışa vurumu olgusu, doğadaki canlılar içinde sadece insana özgüdür.

        TDK- Büyük Türkçe Sözlük’te sanat tarifi, “Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık.” şeklindedir. Bir başka tarifte de “izleyende estetik heyecan uyandıran yapıt.” demektedir.

        İlk sanat yapıtları, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Örnek olarak, Fransa’nın Ardeche yöresindeki bir mağarada bulunan, yaklaşık otuz bin yıllık gergedan, at, ayı, geyik, aslan, mamut resimlerini sayabiliriz.

Sanatta ilk önemli sıçrayış MÖ 6. yy da yaşanmıştır. Tiyatro ve dramanın ilk gelişmesi ise MÖ 8.yy da olmuştur.

        İnsan yaşamının tüm unsurlarını kapsayan “kültür”ün bir parçası olan “sanat”ı, çeşitlerini ve akımlarını değerlendirirken, öncelikle zamanının kültür yapısını göz önüne almalıyız. Bu açıdan bakıldığında toplumların sosyal, ekonomik, din, bilim gibi konulardaki değişimlerine paralel olarak biçimlenen sanat dönemlerini şöyle sıralayabiliriz:

        Klâsik Dönem: Bu dönemin şahlanışı ve en kıymetli sanatçıların, en kıymetli eserlerini vermesi 14.yy’da başlamıştır. Rönesans döneminde Antik Yunan ve Roma’dan Avrupa’ya yayılmıştır. Klâsik dönem eserlerinin belirgin ortak özelliği, bir sahneyi ya da hikâyeyi tasvir etmeleridir.

        Neo Klâsik dönem: Toplumsal yapıların değişmesi ile klâsik sanata tepki olarak doğan ve biçimsel yönden daha özgür eserler verilen ve popüler sanata geçiş aşamasını hazırlayan bir dönem olarak kabul edilmektedir.

        Popüler (Modern) Dönem: Yaygın olarak İngilizce söylemiyle “Pop Art” denilen bu dönem, 19.yy’da sanayi toplumunun gelişmesi, refahın artması ve topluma yayılması, bireysel hak ve özgürlüklerin kazanılmaya başlanması sonucunda, klâsik dönem sanatına bir alternatif ve başkaldırı niteliğinde ortaya çıkmıştır. Pop art, farklı olarak, genellikle insanı konu alan, karmaşık ve bireysel fikir ya da duyguları işlemiştir.Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişen ekonomilerin etkisiyle oluşan “tüketim kültürü” ve zihniyetinin sonucunda hızla gelişmiş ve yayılmıştır. Bu sanat akımı, uluslararası sanat ortamında Amerikan varlığının güçlü şekilde hissedilmesine neden olmuştur. İngiltere ve Amerika’da eş zamanlı olarak yaşanan gelişmelerle, uzay çağına geçiş, kitle iletişim olanaklarının artması ile hiçbir sanat akımında görülmemiş bir ilgiyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Bu olgu, kapitalizmin, sanat ürünlerinin çok satmasından yararlanması ve çokça üretmesi ile hız kazandı. Bu gelişme en fazla sinema ve müzik endüstrisinde yaşanmıştır. Akademisyen Erdal Cengiz şöyle diyor: “20.yy tüketim arzusunun bir kültür biçimi olarak kendine yer ettiği, belki de popüler kültürü tanımlayan tek unsur olarak belirlendiği bir çağ olarak anılacaktır.”Akademisyenler, popüler kitle kültürünün, dolayısıyla popüler sanatın bu denli hızlı yayılmasını, medya (tv, radyo, gazete, dergi) olanaklarının artmasına bağlamaktadırlar.

        “Küreselleşme” olgusunun son yıllarda dünyayı büyük bir pazar haline getirmesinde, bilgi ve iletişim teknolojilerinin çok önemli payı vardır. Küreselleşme ve popüler kültür, olumsuz yönde en çok az gelişmiş ülkeleri etkiliyor. Bundan da en fazla eğitim kurumları ve üniversiteler paylarını alıyorlar.

        Biraz da “pop art” için yapılan değerlendirmelere göz atalım: İngiliz sanatçı Richard Hamilton: “Toplumun değişim gösteren değerlerine uyum sağlamaya çalışan sanat akımıdır.” Ekşi Sözlük yazarı “Quant: “Değeri, sanatın gerektirdiği olgularla değil, ‘aaaa bak ne güzelmiş’ diyen sıradan kişi sayısıyla ölçülen eserlerin içinde bulunduğu olgu.” Ayrıca, “sanatsal kaygılar yerine, kitlelerin kolay beğenisini öne çıkaran eserler.” de denebilir.

Bu noktada hemen belirtelim ki,bir sanat eserinde klâsik/popüler ayırımı kalite açısından kesin bir hüküm içermez. İki sanat akımında da çok sayıda başarılı örnekler vardır. Söz konusu olan, değerlendirmenin objektif kriterlere uygun yapılması ve önyargılardan kaçınılmasıdır.

        Klâsik/popüler eserlerin bazı genel farklarından bahisle, sanat dallarından da kısaca söz edeceğiz. Klâsik sanatta hedef kitleler, pop art’ta ise bireylerdir. Bu olgu en fazla sinema ve tiyatroda belirir. Popülerlik ile sanat eleştirmenlerinin beğenileri genellikle ters orantılıdır. Klâsik sanatçı öncelikle kendini, popüler sanatçı ise toplumu tatmin peşindedir.

        İlginç bir olgu da, klâsik sanatçılardan bir kısmının getirisine olan gereksinimleri nedeniyle zaman zaman popüler ürünlere de imza atmalarıdır.

        Sanat olgusu önce iki ana dala ayrılır: Pratik (endüstriyel) sanatlar (zanaat) ve güzel sanatlar.

        PRATİK( endüstriyel) SANATLAR (zanaat): Marangozluk, halıcılık, çinicilik, dokumacılık, yapı ustalığı vb. Hayatımızı kolaylaştırmak üzere yapılan ve el becerisi isteyen bu işler usta-çırak ilişkisi ile öğrenilir.

        GÜZEL SANATLAR: Resim, heykel, mimarlık, müzik, opera, bale, tiyatro, pandomim, dans, sinema, edebiyat vb.

        Güzel sanatların çağdaş (modern) sınıflandırılması ise şöyledir: YÜZEY SANATLARI (resim, afiş, karikatür, fotoğraf, hat ve minyatür), HACİM SANATLARI (heykel, seramik, kabartma), MEKÂN SANATLARI (iç mimarî, mimarî ve peyzaj mimarisi), DİL SANATLARI (roman hikâye, şiir vb.), SES SANATLARI (müzik ve türleri), HAREKET SANATLARI (bale, pandomim, dans vb.), DRAMATİK SANATLAR (tiyatro, sinema,müzikal)

Sanatla dopdolu yaşam dileklerimle…

 

Yazar Hakkında

Bülent Velioğlu

Bülent Velioğlu