Mavi » Yazarlar » İpek Halvurt »  Fotoğraf teknikleri

Fotoğraf teknikleri

Fotoğraf teknikleri

Değerli fotoğraf dostları,

“MAVİ” dergisinin bu sayısında sizlerle buluşmuş olmaktan dolayı çok mutluyum. Bana ayrılan sayfama HEPİNİZ HOŞ GELDİNİZ. “MAVİ” dergisinin Nisan sayısında, Sokak Fotoğrafçılığı tarzında kullanılan teknik yaklaşım konusunu özetliyorum.Konuya teknik ekipman açısından yaklaşacak olursak, geniş açılı sabit objektifler-prime lensler ve  özellikle 28-35-50 mm. ile çekimler yapmak başlangıç için yerinde seçimdir.Sokakfotoğrafçılığı bol bol gezmeyi ve bir o kadar da beklemeyi gerektiren sabır işidir, bu bakımından bu iş için iyi bir yürüyüş ayakkabısı çok önemlidir. Ağır ekipman, lensler ve kötü ayakkabılardan kaçınmak gerekiyor. Minimum ekipmanla hareket etmek, hem yorgunluğun önüne geçmek hem de çekim yaparken ekipman değiştirmek suretiyle anların kaçırılmasına mani olmaktadır. Gelişen teknoloji, yüksek ISO değerlerinin iyi sonuç vermesi, aynasız fotoğraf makinaları gibi hafif makineler akşam saatlerinde de iyi fotoğraf çekmenize olanak vermektedir.Eldeki aparat ne kadar küçükse sonuçta izinsiz fotoğrafını çektiğiniz kişi sizden o kadar az rahatsız oluyor ve insanların sosyal yaşamlarını tüm doğallığı ile fotoğraflayabiliyorsunuz. Siyah ya da koyu renk kıyafetler sizi ortamdan yalıtır ve görünmez kılar.Tripod, sokak fotoğrafçılığında  ağırlık yapması ve hareket ve hızı engellediğinden ötürü pek tercih edilmez.  Ancak fotoğraf makinanızı yavaş enstantane hızlarında kullanarak hareketi yakalamak istediğinizde başvurabileceğiniz bir ekipmandır. Bu sebeple kullanım kolaylığı açısından monopod veya seyahat tripotlarını tercih edebilirsiniz.Taşıma çantaları da yine sizin tarzınızla ilgilidir. Normalde sadece bir fotoğraf makinası bir iki lens taşıyabileceğiniz bir çanta ilk etapta işinizi görecektir. Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise ekipmanınıza zarar gelmesini önleyecek iç dolgu malzemesi olan çantaları tercih etmenizdir. Bununla birlikte fotoğraf gezilerinde,  uyumlu arkadaş ekibi de kaliteli fotoğraf üretmenizi sağlayacak en önemli unsurdur.  Flaş, taşıma derdinden dolayı çok fazla tercih edilmese depotre çekimlerinde gölgeleri doldurmak ya da düşük ışıklı mekanlarda konunuzu aydınlatmak için kullanabileceğiniz önemli bir ekipmandır. Bunun yanında suya toza darbeye dayanıklı, hızlı okuma ve veri aktarma özelliğine sahip bir depolama aygıtı da önemlidir.

Ancak sevgili dostlarım dönüp dolaşıp tekrar aynı noktaya geliyoruz. Bir fotoğrafı iyi yapan ne tür malzeme kullanıldığı değil o malzemeye fotoğrafçının ne kadar hazır olduğu ile ilgilidir.Sokak fotoğrafçılığında ekipman seçiminiz tarzınızı da etkiler. Hangi kamera ve lensi kullandığınız ve hangi pozlama ayarlarını kullandığınız size özel sonuçlar doğuracaktır. Bu seçimleri ne kadar bilinçli yaparsanız stiliniz de o kadar belirgin olacaktır.  Ekipman seçimi de aslında tecrübe ile değişebilecek olan bir konudur. Zamanla kendi tarzınızı oluşturacaksınız.  Örneğin daha büyük sensörlü fotoğraf makinaları küçük formatlı fotoğraf makinalarına göre daha fazla renk ve detay zenginliği sunar. Olumsuz yönü bu tür makinaların büyük ebatlı ve ağır olmasıdır. Yelpazenin diğer tarafından ise cep boyutu ufak kameralar bulunuyor. Eğer büyük baskı boyutlarındaki kaliteden ve detay zenginliğinden vazgeçerseniz her yere taşınan, az maliyetli göze çarpmayan ve her anı kaydedebileceğiniz bir kameraya sahip olmalısınız. Eğer hafif ekipmanlarla seyahat etmekten hoşlanıyorsanız ve her anı yakalamak istiyorsanız muhtemelen ufak bir fotoğraf makinası işinizi görecektir. Elbette iki uç arasında çok fazla makine mevcut. Örneğin ufak boyutları ve kullanım kolaylığı ile aynasız fotoğraf makinaları en çok tercih edilenler arasında yer alıyor. Önemli olan kullandığınız makinanın tarzınızı sınırlandırmıyor olması gerekmektedir. Fotoğraf çekerken az çaba sarf edip rahatsızlık duymuyorsanız doğru ekipmanı kullanıyorsanız demektir.

Belirli bir amaca yönelik olarak çekim yapan fotoğrafçı, o proje için en uygun objektifleri kullanmak zorundadır. Çoğu sokak fotoğrafçılığı geniş ya da normal odak uzunluğuna sahip lensler ile yapılmaktadır. Kullandığınız lens fotoğraflarınızın nasıl görüneceğini etkileyen en önemli ekipmandır. Prime lensler kullanım sırasında sizi lensin sınırlarını zorlamaya iterler. Bu da sizi daha yaratıcı hale getirebilir. Lensi öğrendikçe nerede nasıl duracağınızı daha çekim yapmadan kestirmiş olursunuz. Zoom lensler ise daha kolay kullanıma sahiptir ve ancak sizi tembelleştirebilirler. Ayrıca bazı fotoğrafçılar tele lens ile çekilen fotoğrafları daha az samimi bulmaktadır, çünkü konudan uzaklaştırırlar fotoğrafçıyı ve fotoğrafa derinlik vermekte de zorlanacağınız için duygudan izole fotoğraflar üretmeniz de kaçınılmaz olacaktır.Konunuza çok yaklaşırsanız fiziksel ve duygusal olarak da yakısınızdır demektir. Bu aynı zamanda izleyicinize de benzer duyguları aktarır. Konunuzu uzaktan çektiğinizde arka plan bağlam ve sahne hakkında daha fazla bilgi sahibi olur, insan davranışlarını-tepkilerini değil mekan-insan ilişkisini ön plana çıkartısınız.Ayrıca geniş açılı lensler daha fazla ışığın girmesini sağlayan daha büyük maksimum açıklıklara sahiptir (F 1.4, F/1.8, F/2 gibi). Bu daha düşük ISO değerlerinde daha az hareket bulanıklığı ile gece çekim yapabileceğiniz anlamına gelmektedir. Telefoto objektifler, daha az ışığa izin veren daha küçük maksimum açıklıklara sahiptirler ki bu da fotoğraflarınızın bulanık olma ihtimalinin yüksek olması demektir. Kısık diyafram açıklığı alan derinliğini arttıracağı için fotoğraftaki net alanlar daha fazla olacağından derinlik artacaktır. Açık diyafram açıklığı alan derinliğini azaltacağı için aynı zamanda fotoğrafta net alan ve derinlik te azalacaktır. Sokak fotoğraflarında uygulayacağınız diğer bir teknik te ön planda daha yakında duran özne bulanık arka planda uzakta duran nesne ise daha net durduğu tekniktir. Ancak tekrar söylemek istiyorum:Sokak fotoğrafları sadece biçim değil duygu içeren ve izleyiciye bu duyguyu geçiren fotoğraflardır. Böylece sadece anı yakalayan fotoğrafçı değil aynı zamanda izleyici de yaşam gerçeğine tanıklık etmiş olacaktır.

Karar anı, sokak fotoğrafçılığıyla eş anlamlıdır. Etkili kareler istiyorsanız konunuz olabilecek durumlar meydana gelirken onları fark etmek ve önünüzden hızla akıp giden hayatı görüntülemek için tetikte olmalısınız. Sokak fotoğraflarında doğru insana ihtiyacımız var, çünkü sokaklara hayat veren insanlardır. Bazı kişiler sıradandır, ne kadar hoş olsalar da fotoğrafa ilgi katamazlar, doğru insanın gelmesini beklemeniz ve onu karenize dahil etmeniz lazım.Sokak fotoğrafçılığında önemli olan doğru anı yakalamak olduğuna göre ekipmanınıza hakim olmak, anda kalma, öngörü, sezgi ve fotoğrafçı refleksi/deklanşör refleksi denilen yetilerinizi geliştirmek zorundasınız, bunun için de fotoğraf çekilen alanda çok vakit geçirmek, çok yer değiştirmek, farklı zaman dilimlerinde tekrar tekrar çekim yapmak ve farklı sahalarda çok fazla fotoğraflama deneyimlemelisiniz. Dikkatli gözlem, ne aradığının farkında olmak ve bulunca da zamanında ve hızlı tepki vermek, fotoğrafçı refleksi olarak tanımlanan durum tam olarak da budur.

Bu sebeplerle enstantane öncelikli (250 vb.) çalışılabilir ki böylelikle hem diyafram aralığı artsın buna bağlı olarak hemalan derinliği artabilsin,  ISO değeri yükselsin ki çok hızlı hareket edebileyim. Sokak fotoğrafçılığında manuel çalışma tarzı pek uygun değil. Program-TVmodu daha az teknik ayarla meşgul olmanızı ve fotoğrafa daha fazla odaklanmanızı sağlayacaktır. Sokak fotoğrafçılığında, kısık diyafram kullanmayı tercih etmek kimi zaman faydalı sonuçlar elde etmenizi sağlayacaktır. Sokak fotoğrafçılığında sahnedeki çoğu şey hikayeye dahil olmaktadır. Bu yüzden f/8 gibi kısık bir diyafram değeri kullanarak arka planı daha net hale getirebilirsiniz. Bulanık arka planlı fotoğraflar bir süre sonra sıkıcı olabilirler. Prime lens kullanarak da özellikle seri yapılan çekimlerde hangi açıda-hangi alanı-ne kadarlık alanı çektiği bilinebilir, böylelikle çok hızlı seri çekimlerde prime lens sayesinde görmeden görebilme lüksüne de sahip olabilirsiniz. Sokak fotoğraflarında geniş açı kullanmak hem alan derinliği sağlamanızda hem de konu-mekan ilişkisini ana konudan uzaklaşmadan daha etkili bir şekilde anlatmanızı sağlayacaktır.

Çekim yaptığınız yerde kalma süresini ortam koşulları ve insanların yaklaşımları belirliyor.  Kullanacağınız ekipmanı basit tutmakta fayda var. Sokak fotoğrafçısı stüdyo fotoğrafçısı gibi istediği ışığı kuramaz, ama var olanla da yetinmez. Bulana kadar arar. Bunun içintekhafif makine tek objektif yeterli olacaktır.Değerli fotoğraf dostları buraya kadar sokak fotoğrafçılığında teknik yaklaşım konusunu çok kısaca özetledim. Bir sonraki yazımda sokak fotoğrafçılığında an ve duygu aktarımının nasıl yapılabileceğinden bahsederek bu yazı serimi bitirmiş olacağım.Değerli okuyucularımız, sizleri şimdi sokak fotoğrafçılığın ülkemizin en önde gelen isimlerinden biri olan, benim de çekim anına adım adım şahit olduğum, muhteşembir  SADIK ÜÇOK fotoğrafıylabaş başa bırakıyorum.SADIK ÜÇOK’un bu fotoğrafından benim öğrendiğim şey ise; sokak fotoğrafçılığında, kompozisyon kurgusunun, çekim anından önce saliselerle ifade edilebilecek kadar kısa sürede tasarlanabilmesi için fotoğraf konusu olan öznelerin davranışlarını tahmin etmeyi sağlayacak önsezi, çevreyi algılama ve entelektüel becerilerin geliştirilmesi gerektiği ve bu becerilerin,denklanşör refleksi becerisininkazanılmasını sağlayacak en önemli yapı taşları olduğudur.Fotoğrafa dikkatle bakıldığında, anı ve mekanı dönüştüren mizah unsurunun, içerik zenginliği, kompozisyon ve teknik ustalıkla birleştirildiği birçalışma  ile karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz. Bu kadar kalabalık ortamda kompozisyonu oluşturan her öğe cımbızla, sanki hünerli bir elle yerleştirilmiş gibi durmuyor mu sizce de? Yüreğimin cevabı şudur ki;“Gün batarken havada kuşlar uçuyor, denizin soğukluğunu hissediyorum. Gözlerimiz madem ki ışık, kalplerimiz madem ki mavi.  Düş kuruyor gözlerim.Olmuyor dünya sevgisiz. Doğan güne, batan geceye ortak olsun sevgilerimiz. Masmavi-bembeyaz olsun temizlensin yüreklerimiz. Sevgi ve güzellik kokuları yükselsin yıldızlı gecelerde. Çocuklar gibi asılalım hayata.Bir olalım yaşamla, uzandığımız çimenlerde, yeniden başlayalım büyülenmiş gibi. Bitkin kalalım yaşamaktan”.

 SEVGİYLE KALIN.

Yazar Hakkında

İpek Halvurt

İpek Halvurt