Mavi » Yazarlar » Atilla Gösterişli »  Komşumu ihbar ettim

Komşumu ihbar ettim

Komşumu ihbar ettim

Çocuğuma iyi bir gelecek sağlamak için ilk adımın, iyi bir ‘çevrede’ yetişmesini sağlamaktan geleceğini düşündüm. Bunun için iyi bir ‘muhitte’ olmamız gerekiyordu. Bu amaçla ‘ev alma, komşu al’ özlü sözünden yola çıkarak ev aramaya başladık.

Komşuları ‘sorgulama’ imkanımız olmadığı için, önerilen bir ev’de oturmaya başladık…  Tam o aralar ‘devlet büyüklerimizin’ komşuların birbirlerini ‘ihbar’ etmeleri talimatı geldi. Bundan amaç, özellikle  bekar evlerinde yaşanabilecek nahoş hadiseler imiş! O günden sonra,  komşularımızın mana’lı bakışlarından ve dedektif hallerinden ürker olduk. Bir aileydik sonuçta, üzerinde fazla durmadık.

Bir akşam vakti, ailecek otururken çocuğumuzun ağzından ‘sinkaflı’ sözler duyunca irkildik. Ağzından, en yazılabilir olanları ile ‘dönek, ‘ ahlaksız’, ‘cibilliyetsiz’, ‘ siyasi sapık’, ‘ fırıldak’ gibi sözler dökülünce,’eyvah sokaktan öğrendi, bunları’ diye düşünürken, bu sözlerin salonumuzun orta yerinde bulunan televizyondan geldiğini anladık. Devlet büyüklerimizin ağzından dökülen sözler bizim çocuğun ağzındaydı.

Okulda düzelir diye umut ettik. TEOG sistemi ile başladık. LEOG’e geçtik, sonra da KEKO’dan çıktık. Çocuğumuz hele bir Üniversite kapısına dayansın diye sistemleri pek önemsemedik! ÖSS, ÖSYM, tek’li, çok’lu, çok çok’lu, pek çok’lu sınavlarla, ahret köprüsünden geçer gibi geçtik.  Üniversite ilim irfan yuvasıdır dedik, umut bağladık. Milyonlarca öğrencinin arasından sıyrılıp Üniversiteye kayıt yaptırdık. Derken, ertesi gün Rektörümüz bir açıklama yaptı: “Cahil kesime güveniyorum, okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor.” Rektör ‘sıkıntı’ içinde diye düşünürken bir başka profesörümüz “Deve sidiği şifalıdır” diye açıklama yapınca, çocuğumuzu okulda hiçbir şey yememesi ve içmemesi konusunda uyardık. Sonuçta, böyle ‘hocaların’ olduğu bir okuldan çocuğumuz elbet mezun olabilirdi.

Okul bitti ya… Önce askerliğini bir yapsın dedik. Eskiden askerlik için ‘vatan borcu’ diyorduk, şimdi bunun aslında ‘banka borcu’ olduğunu anladık.

Çocuğumuz ‘iş bulunca’ bize ‘askerlik borcunu’ öder diye düşündük ve birlikte iş aramaya koyulduk. Bir kuyruğa girdik ama ön tarafı görmenin imkanı yok… Meğer önümüzde 4 Milyon ‘işsiz’ bulunuyormuş.

Bizimki, ‘eee… Üniversite mezunuyum ama’ deyip duruyor. ‘ Göklerden gelen’ bir ses hemen cevabı veriverdi: “ Her Üniversite bitirene iş bulunur diye bir şey yok ki!”

Ne mi oldu?

Yat’ ta bizim ki… Yoo, öyle yat’ıyor filan değil. Beykoz Ak parti gençlik kollarına kaydını yaptırdı. Limana çektikleri yat’ta toplantılarını yapıyorlar.

Bizimki de kurtuldu, memleket de kurtuldu. 

Yazar Hakkında

Atilla Gösterişli

Atilla Gösterişli

atilla.gosterisli@hotmail.com