Mavi » Yazarlar » Atilla Gösterişli »  Ak partili olarak yalnız kaldım

Ak partili olarak yalnız kaldım

Ak partili olarak yalnız kaldım

Ak partili olmaya karar verdim; ve bunun için Ak partililerle empati yapmaya başladım. Bunun ilk yolu/yöntemi Ak partililerin niçin ‘ Ak partili’ olduklarını sorgulamak, öğrenmekten geçer diye düşündüm. Önce, madem her şey tabandan ‘halktan’ geliyor, sokağa çıktım… Sokaktan bir vatandaşımızı çevirip sordum; dedi ki ‘ Bana gıda yardımında bulundu, evime eşya aldı. Darda olduğumda para bile verdi’… Anlattığı kişiyi tanıdım, bugün O kişi artık Ak partili değildi. Bir başka kişiyi çevirdim, sordum; dedi ki ‘ Benim oğlumu belediyede iş’e aldı. O Başkanı da tanıdım, partiden kovuldu, artık Başkan değil. Yılmadım, bir başkasına sordum; dedi ki ‘ Parti binasına gittiğimde derdimi anlattım, iş’imi gördü.’ O Parti başkanını da tanıdım, teşkilat çoktan O başkanın da ‘iş’ini görmüştü.

Sokakla olmayacağını anladım; bir bilenlere sorayım dedim… Metin Kaşıkoğlu’na gittim, kendi Başkanı Mehmet Keleş için, bir sürü, hiç de hoş olmayan olaylar anlattı. Şaşırdım, her halde kendi başkanı değil de isim benzerliği midir, diye düşündüm. Lakin, Mehmet Keleş de benzer şeyler anlatınca, isim karışıklığı değil de, ‘parti karışıklığı’ diye aklıma takıldı. Mehmet Keleş gitti, İsmail Bayram gitti, geldi Dursun Ay, dedim; belki O anlatır. Meğer Dursun Ay’ın başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmezmiş. ‘Seni İl Genel Meclis Başkanı yapacağız’ demişler, meğer kandırmışlar. Şimdi, Belediyede kim kimi soymuş, onu araştırıyorlarmış.

Ak partili kadrolara bakayım, dedim. Belki oradan bir şeyler tuttururum, diye. İsmail Bayram geldi, Keleş’li personeli ‘yerinden etti’. Mehmet Keleş geldi, O da, İsmail Bayram’cı kadroları ‘yerinden etti’… Dursun Ay geldi; O hem kalan İsmail Bayram’cıları hem de Mehmet Keleş’cileri ‘yerinden etti’. Meğer Ak partili olmanın, Başkan’lara göre fraksiyonları varmış! Son çare, İbrahim Korkmaz’a danışayım dedim… ‘Hocam ne dersin, Bakan mı, Başkan mı herkesin kafasının karıştığı Faruk Özlü için…’ Cevapları hiç buraya yazmayayım, hem edep açısından hem hukuk açısından gayet sakıncalıdır.

Umut gençlerdedir dedim… Onlar dürüsttür, daha heyecanlı daha sempatizandır, diye düşündüm. Hemen Kocaeli Gençlik Kolları Başkanına gittim; çünkü, O arkadaşları ile Erdoğan’ı asker kıyafetleri ile karşılayıp, ‘ Reis, bizi Afrin’e götür’ diye çılgınca tezahürat yapmıştı. Çok emindim artık. Ne yazık ki güvendiğim dağlara yalanlar yağdı. Bu arkadaşın askerliğini ‘bedelli’ olarak yaptığı ortaya çıktı, iyi mi. Hem de kendi sosyal hesabından. Bütün umutlarım boşa çıktı.

Peki, ben nasıl Ak partili olacaktım?

En tepedekileri gözlemlemeye başladım. Camideki ‘hoca-cemaat’ misali; durum hiç de parlak değil. Belki, esas olan ‘davadır’ dedim, ona bir bakayım. ‘Dava’ ümmet midir, beka mıdır, silah-ekmek midir liste uzun; çünkü Ak parti kurucularının hepsi, dava’yı dört koldan çekiştirip duruyorlar.

Ve son söz:

Ne oldum deme ne olacağım de!

Yazar Hakkında

Atilla Gösterişli

Atilla Gösterişli

atilla.gosterisli@hotmail.com