Mavi » Yazarlar » Atilla Gösterişli »  Gözyaşlarının partisi olur mu

Gözyaşlarının partisi olur mu

Gözyaşlarının partisi olur mu

Elif Urhal… Henüz 26 yaşındaydı. Hayatının baharındaydı, bir çiçek gibiydi O. İncecik, narin. Gezmeyi, eğlenmeyi çok isterdi, lakin, yaşıtlarının çoğu gibi ‘ekmek parası’ için çalışmak zorundaydı. Her sabah erkenden kalkmak zorundaydı. Alışveriş merkezinde çalışıyordu. O sabah havada kara bulutlar vardı. İçine içine çökmüştü. Yüzü gülemedi. Depoya indi, arkadaşıyla birlikte. ‘işi’ vardı. Birden o kara bulutlardan, yıldırımlar çaktı, yağmur boşandı. Çıkamadı o bodrumdan, boğuldu gitti!

Darıca’nın gözyaşları yağmur gibi aktı.

Kimse bilmiyordu, Elif’in hangi ‘partiden’ olduğunu. İllet miydi, zillet miydi, Cumhur’un bir evladı mıydı, bilinmiyordu? Elif’in o depoda mahsur kaldığı duyulduğunda, Darıca ayağa kalktı. CHP’li bir itfaiye eri kullanıyordu aracı. İyi partiliydi, balyozu kapan işçi. Dükkanını kapatıp, yardım için olay yerine koşturarak giden SP’li bir amcaydı. HDP’li gencin biri deponun kapısını zorluyordu. Vatan Partili manav, MHP’li komşusu berberle birlikte deponun camından içeri girmeye çalışıyorlardı. Ak partili ilk yardım elemanı şoför, ambulansı deponun kapısına dayamıştı bile. Hepsinin aklında Elif vardı? İyi de Elif acaba hangi partidendi? Artık hiç önemi yoktu; çünkü, Elif artık yaşamıyordu. Onca çabalara karşın, O’nu kurtaramamışlardı. Hepsi ağlıyordu.

Gözyaşlarının partisi yoktu!

Ama, sen; çalıştıkları, emek verdikleri, ekmek kazandıkları belediyenin önüne, işçisini, memurunu, hemşiresini, imamını, avukatını, kasabını, veznedarını dizmişsin… Hem de çalıştıkları görevlere göre kıyafetlerini de giydirmişsin, belki de, başkanları olacak aday hakkında konuşturuyorsun. İşi sadece hizmet etmek olan ve bunun için, hizmet edecek kişinin siyasi görüşünü hiç umursamayacak olan kişilere partizanlık aşılıyorsun.

Seni hayata döndürdüğünde doktora sadece minnet duyarsın… Partisi umurunda olur mu? Ya da sen mevta olduğunda, imamın hangi partiden olduğunun önemi kalıyor mu?

Sen hiç vazgeçmez misin, insanları kutuplaştırmaktan, ayrıştırmaktan. Senin derdin anayı oğula, babayı kızına, toplumun tüm kesimlerini birbirine düşman etmek mi? Senin derdin, yurttaşlar arasındaki gönül köprülerini yıkarak kin, nefret ve nifak tohumlarını ekmek mi ?

Neden bu kadar kolay horlayabiliyorsun insanları?

‘Makul’ azınlıklar, anlaşmanın, karşılıklı konuşmanın, birbirini dinlemenin, anlamanın ne kadar değerli olduğunu biliyor. Karşı taraf bunu bilmese de anlatmaya çalışıyorlar.

Darıca’da Elif’i kurtaramadık… Ama, şuna inan ki O bizi gördü!

Ve son söz:

“Bütün iyi kitapların sonunda / Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda / Meltemi senden esen, soluğu sende olan / Yeni bir başlangıç vardır…” Aslında çok basit: Her şey bizim elimizde. Bugün “her şey çok güzel olacak” diyorsak, yeni ve güzel başlangıçlara inandığımız için.

 

Yazar Hakkında

Atilla Gösterişli

Atilla Gösterişli

atilla.gosterisli@hotmail.com