Emeklilerin durumunu hiç merak etmeyin, Onlar zaten ‘sabretmesini, şükretmesini’ bilirler.

FARUK ÖZLÜ

GENEL SİYASET Mİ?

YEREL SİYASET Mİ?

Türkiye’de olduğu gibi Düzce’de de seçimlere yönelik iki önemli konuya vurgu yapılıyor. Birincisi, ‘genel siyaset’ ile ’yerel siyaset’ birbirine karıştırılmamalı savı, ikincisi ise ‘meclis listeleri’

***

Faruk Özlü, 2019 seçim çalışmaları sırasında, kendi partisi AKP dışındaki tüm partileri ZİLLET tanımı içine koymuştu. Bunun gerekçesini de ‘genel siyaset yapıyorum’ diyerek açıklamıştı. Tercihini ‘genel siyasetten’ yana koymuştu.

Bence de doğru olanı yaptı.

***

Şimdi bakın, Özlü birçok yerde Türkiye’nin geliştiğinden ‘şahlanışından’ söz ediyor. Özlü’nün seçim stratejisinden söz ederken, ‘genel siyaset’ tavrını görmezden gelmek, öncelikle kendisini ‘yalanlamak’ olur.

Aslına bakarsanız, ‘genel siyaseti’ yerel siyasetin önüne koymak istemeyenler, Türkiye’nin içinde bulunduğu kötü durumun yansımalarından çekiniyor.

***

Hiç endişe etmeyin.

Türkiye’nin ‘şahlanış’ tablosunun anlatılması bir talimattır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ‘ekonomi gayet iyi’ diyerek seçmenlerine sesleniyor.

Bunun ötesinde, hayat pahalılığı varmış, enflasyon almış başını gidiyormuş, çalışanlar iki yakalarını bir araya getiremiyorlarmış, işçilerimiz fabrika tabldotlarından çocukları için meyveleri ceplerine koyuyorlarmış, kadınlarımız pazar sonrası sebze, meyve artıklarını topluyorlarmış, vatandaş sabahın köründe ucuz et, ekmek kuyruğundaymış, askıda ekmekmiş gibi durumlar birer algı operasyonudur.

Emeklilerin durumunu hiç merak etmeyin, Onlar zaten ‘sabretmesini, şükretmesini’ bilirler. 

***

Tabii, AKP’den önce buzdolabı yoktu, fırın yoktu, yol yoktu, ev yoktu. Şimdi öyle evler yapılıyor ki insanın kendi evi yansın, yok olsun diyesi geliyor. Ayakkabı yoktu, hatta ayakkabı kutusu bile yoktu. Dahası, ölülerimizi koyacak mezarlık yoktu. Şimdi öyle mezarlıklar var ki, insanın ölesi geliyor. 

Çok daha önemlisi AKP’ten önce insanlık bile yoktu.

***

Gelelim ‘Meclis listelerine’

Siz, Faruk Özlü’nün Meclis yönettiğini gördünüz mü? Bakan olarak buna gerek yok; çünkü Bakanlar meclis yönetmez, ikincisi, Bakanlar ‘talimatla’ iş yaparlar. Tabii alt kadroları için de talimatla iş gördürürler.

Bu ülkede yangınlar bile ‘talimatla’ söndürüldü.  Market indirimleri, hamilelik izinleri gelen ‘talimatla’ yapıldı. Bakanlar ‘talimat’ dışında istifa edemediler bile.

Hiç unutmam, Düzce belediye meclisinde AKP grubu adına bir üye, kültür merkezine ismi verilecek olan Erol Güngör için ‘kim bu’ demişti. 

***

Ne ‘gerçek belediyecilik’ değil mi?

Ne ‘kentini’ düşünen başkanlar değil mi?

***

Hep yanlışsınız hep!