DERVİŞ VE KUŞ
Mavi HaberleriBir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar: 'Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?'
Bugünkü yazım için ‘konu’ hazırdı. Arşivimi tararken bir hikayeye denk geldim. Benim yazdıklarım ‘hava-civa’, hemen sildim, dedim ki ‘bu hikaye yeter’. ‘Anlayana sivrisinek saz’ dememe gerek yok, sanırım’
***
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar: 'Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?'
Derviş kendini savunur: 'Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.'
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der: 'Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın?'
Kuş itiraz eder: ‘Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.'
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister: 'Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın' diye emreder.
Kuş, bu emre itiraz eder: 'Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi başka kuşlar bundan sonra onu derviş sanıp aldanmasın.