Cambazla Cımbız arasındaki Fark?
Mavi HaberleriBöyle yaşayan insanlar nasıl olur da bizimle aynı bakabilir ki yaşama, ülkeye, olup bitene.
Ak partinin 23 Haziran seçimlerinin ardından ortaya koyduğu durum tespiti için bundan uygun başlık düşünemedim… Geçmişte (trenden inenler) ve mevcutlar arasındaki karşılıklı ya da birebir söylemleri ‘cambazları’ aratmayacak nitelikte; birileri de elinde ‘cımbız’, oradan/buradan, istenmeyen söylemleri ayıklamanın derdinde.
Artık Ak partiyi eleştirmenin yöntemi, ya da çıkış noktası çok belli; üst düzeyde, partinin politikasını belirlemekle yetkili ve sorumlu kişilerin ‘ettikleri’ lafları alt alta yazın, yeterli olacaktır. İnanın, en keskin muhalefeti ortaya koyanların bile yapamayacağı muhalefeti, en kariyerli araştırmacıların, analistlerin, gazetecilerin bile ellerinde olmayan bilgi ve belgeleri sunuyorlar. Madalyonun öbür yüzü de eleştiriyi şeffaf ve şaibesiz hale getiriyor; üstelik bundan sorgulanmanız da mümkün değil… Çünkü; Ak parti kendisini eleştiren ‘içlerinden çıkan’ eski Ak partilileri savuşturmak için, onların yetkili olduğu dönemlerdeki faaliyetlerini sıralıyorlar ki, aslında ‘politikalarını’ eleştirme tuzağına düşüyorlar.
Abdullah Gül derken, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu derken; bir zamanlar, Onların icraatlarını övdükleri, hizmetleriyle ‘çağ atladık’ dediklerini unutuyorlar mı?
Eleştirme konusunda ‘rahat’ olanlar var tabii ki… Mesela, Süleyman ‘Asil’, Numan ‘Özgür’ bunlardan ikisi; çünkü, bunlar gün geldiğinde ‘ biz zaten geçmişte söylemiştik’ diyeceklerdir. Trenden indiklerinde bunları duyarsınız. Mesela Bülent ‘Özgülağırlık’ var; dava içinde bulunmuş olmanın sebebini, ‘insanı ve İslami bir görev’ olarak açıklayarak çok ‘duygusal’ bir konuşma yapmış. Elbette bunu çok ‘edepli’ buluyoruz.
İşin ilginç yanı, neredeyse ‘dört bir koldan’ tespit yapılmaya çalışılırken, üst düzeyden ‘politikalarımızda bir hata yoktur’ açıklaması geldi. İşte bu durum, yeni bir ‘aldanmanın’, ‘aldatılmış’ olmanın eşiğine gelindiğinin işaretidir. Metal yorgunluğu bir tık ileride ‘paslanmaya’ doğru giderse ne elde cımbız kalır ne de cambazlıklar bir işe yarar.
Ve son söz:
Hangi olay olursa olsun, olay ve durumlara yönelik neyi tespit etmek isterseniz isteyin, ‘bakış açınız ve yeriniz’ önemlidir. Siyaseti şekillendirirken, toplumsal yaşama siyasi kültür katarsanız halkın bakışıyla ters açıya düşebilirsiniz. Bir yazarımız bunu çok iyi özetledi “ Sizler, 17 yıldır hiç eskortsuz, korumasız gezmediniz. Her gittiğiniz yerde kalabalıkların sevgisiyle karşılandınız. Her gün bir şekilde gündeme geldiniz. Hiç tek başına sokağa çıkmadınız. Hiç dolmuşa binmediniz. Hiç trafiğe takılmadınız. Hiç ekmek almadınız…”
Böyle yaşayan insanlar nasıl olur da bizimle aynı bakabilir ki yaşama, ülkeye, olup bitene.