Faruk Özlü'ye açık mektup
Mavi HaberleriBenden iyi bilirsiniz ki, siyaset bir ‘taban hareketidir. Fidanlar, küçük tohumlarla yeşerir, boy atar. Tepedekilerin ‘eksiklikleri, ‘yanlışlıkları’, bizlerin, halkın, tabanın sağduyusu ile ‘yoluna’ girer.
Bunu bir açık mektup olarak değerlendirebilirsiniz…
Partiniz içinde Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı yapmış siyasetçiler bile sizin için ‘ Beceriksiz, yalancı, sinsi, korkak ve komplocu’ derken… Çoğu Düzceli, size, ‘Efendi, kibar, nazik’ diye baktı. Lakin Aziziye mahallesinde yaptığınız konuşma ‘hayal kırıklığı’ yarattı.
Biz, ‘üst perde’ den yapılan, sert, sinirli, gergin, kırıcı, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, ötekileştiren sözlerden ve söylemlerden bıktık. Kendimizi sanki farklı bir ülkenin vatandaşı gibi görmeye başladık. Açıkçası, çoğu kez ürker, korkar olduk. Bütün toplumu kucaklaması gerekenlerin, ağızlarına bir tek sevgi sözcüğü almadan, bir tek hoşgörü lafı etmeden, kendilerinden olmayanları dışlayacağı söz ve tavırları çoğu kişide bu hisleri uyandırıyor. Güzel, bütünleştirici sözler için illa da ‘balkona mı’ çıkmak gerekiyor. Halkın içinden de bu sözler söylense olmaz mı?
Siz, projelerinizi anlattınız; gazetelerdeki fotolardan görüyoruz, 7’den 70’e insanları kucakladınız… Bunlar iyi, güzel hareketler. Ne vardı da, Aziziye’deki konuşmada işi ‘teröristliğe’ kadar getirdiniz. Siz bilmez misiniz ki; bu memleketin, Türk’ünde, Çerkez’inde, Laz’ında, Gürcü’sünde, Kürt’ünde, Alevi’sinde, Sünni’sinde etnik ve mezhebi hassasiyetler vardır ve barış, huzur içinde bir arada yaşamaya çalışırlar. Tüm bu unsurları bir arada tutan, sevgidir, hoşgörüdür, birlikte yaşama kültürüdür. Yerel kültürel olgular çok naziktir, hassas dengelerle hareket ederler. Yukarıdan esen ‘yeller’ aşağılarda ‘fırtınalar’ estirir.
Siz; Düzce içinde CHP, İyi parti ‘terörist’ ‘vatan haini’, ‘terör örgütünün hamisi’ derseniz; hatta, üst perdeden yansıtıldığı gibi, zillet diyerek; sizden olmayanları ‘aşağılık’, ‘alçak’ derseniz, kırıcı olursunuz. Benim rahmetli babam CHP’liydi, eniştem CHP İl Başkanı; Onlar şimdi ‘aşağılık’, ‘alçak mı’ oluyorlar? Siz çevrenize hiç baktınız mı; mesela, siyaset yolunda size hizmet sunan, her zaman yanınızda hareket eden kişilerin babaları belki de CHP’lidir. Ankara’da kim kimseyi bilmez; ama bilmez misin ki, biz burada cenazelerimizi birlikte sırtlanıyoruz, düğünlerimizde birlikte eğleniyoruz.
Benden iyi bilirsiniz ki, siyaset bir ‘taban hareketidir. Fidanlar, küçük tohumlarla yeşerir, boy atar. Tepedekilerin ‘eksiklikleri, ‘yanlışlıkları’, bizlerin, halkın, tabanın sağduyusu ile ‘yoluna’ girer. Tepedekilerin bile, ‘eksiğimiz, yanlışımız’ olmuştur dediği konuları; bizim de sürdürmemiz mi doğru olandır, yoksa olması gerektiği gibi düzeltilmesi için çaba göstermek mi?
Kesinlikle ‘haddim’ değildir, ama; varın siz halkın karşısına projeleriniz/vaatleriniz ile çıkın… ‘Durumdan vazife çıkaracak’ şekilde, kışkırtıcı söylemlerden vazgeçin. ‘Gönül Belediyeciliği’ yapacaksanız eğer, önce ‘gönül kapısını’ açık tutun.