İçinden fay hattı geçen fotoğraf
Mavi Haberleri(Araştırmacı gazeteci, yazar Mehmet Şimşek'in kaleminden 12 Kasım depremi)
12 Kasım 1999'da İstanbul'da yayın hayatı pek uzun süremeyen bir gazetenin yazı işlerinde editör olarak görev yapıyordum.
Seyrantepe'de bulunan gazete binasında mesai bitmek üzereydi ki, bir sarsıntıyla afalladık!
Bir süre sallandık.
Sarsıntı durduğunda haberci refleksiyle depremin merkezini ve can ve mal kaybı olup olmadığını araştırmaya koyulduk.
Yazı işlerinde 24 saat açık olan CNNTÜRK ekranlarında 'son dakika' geçen haberin ilk bilgileri akmaya başlamıştı.
Bir deprem uzmanının şu sözünü hâlâ hatırlarım:
- Depremin fay hattı İstanbul ile Ankara'nın ortasında bir yerlerde olduğu belirlendi...
Orta yeri mi?
Derin bir iç geçirip 'eyvah!' diye kendi kendime söylendiğimi hatırlıyorum:
- Sakın Düzce olmasın!
Nitekim kısa bir zaman sonra endişelerimde yanılmadığımı anladım.
Deprem Düzce'yi yerle bir etmişti...
Yüreğimin tam "orta yeri"nde beliren ince o ince sızıyı hissettim.
FOTOĞRAFIN "ORTA YERİ"NDEN KONUŞMAK...
Şimdi gelelim bir başka ‘orta yer’e…
Düzce'de çoğu kişinin belki de ilk kez göreceği bir fotoğrafı ve yazısını paylaşmak isterim.
Ot Dergisi'nin 2013 Ağustos sayısında kapağında yer alan fotoğrafın sahibi Yusuf Darıyerli.
Aynı zamanda Düzce doğumlu olan usta sanatçı fotoğrafıyla ilgili "Koyu Siyah" başlıklı yazısında şunları kaleme almış:
"Koyu Siyah, Düzce 1999
Düzce’ye çok yakın bir köydeki, rahmetli anneannemin yaşadığı ev, 1999 depremlerine direnmiş ve ayakta kalmıştı. Ancak yandaki fotoğrafta görüldüğü gibi, evin iç duvarlarından birinde oldukça belirgin bir çatlak meydana gelmişti. Çocukluğumda, bahçesi yemyeşil, güllerle kaplı bu tek katlı köy evine, anneannemi ve dayılarımı ziyarete giderdik. Henüz elektriğin ulaşmadığı köy akşamlarında gaz lambasının etrafında toplanır, ellerimizi şekilden şekile sokarak tam da bu duvara düşen gölgelerle bir sürü hayali varlık yaratmaya çalışarak eğlenirdik. Anneannem, odanın diğer tarafındaki ocağın başında, odun ateşinde, basit ama lezzetli hamur işi atıştırmalıklar kızartırdı.
Düzce şehir merkezinde ailem ve yakınlarımın yaşadığı yepyeni apartman, pek çoğu gibi, 12 Kasım depremiyle yerle bir olmuş ama 17 Ağustos depremi sonrası boşaltıldığı için mucizevi olarak can kaybı yaşanmamıştı. Mucizeler ve beklentiler hayatının her evresinde vardır. Tıpkı bu mütevazi evin duvarındaki dini tasvirde görüldüğü gibi… Efsaneye göre M.Ö. XIX. yüzyılda yaşamış İbrahim peygamber, oğullarından İsmail’i, rüyasında Tanrı buyurduğu için kurban etmek ister. İbrahim böylesine bir inançla görevini yerine getirmek üzere bıçağını kaldırdığı anda Tanrı, İsmail’in yerine kurban etmesi için bir koç gönderir ve inancını sınamak istediğini, bu sınavdan başarıyla çıktığı için de oğlunu ona bağışladığını bildirir. Resmin bulunduğu duvardaki çatlak, bu efsanedeki mucize gibi adeta bir yıldırım düşmesini andırıyor. Doğa, çarpık ve dayanıksız yapılar üzerinde kendi mucizelerinden birini sergiliyor. Bizi sağlıklı yapılar inşa etmekten alıkoyan bilgisizlik var olduğu müddetçe, efsanedeki İbrahim’in yaşadığı trajik olaydaki gibi çelişkiler ve mucizeler hep var olacaktır."